Düğüm mevsimi başladı. Çiftler hazırlıklara başlayıp ‘yer kalmaz’ düşüncesi ile aylar önceden yer tutuyor. İşletmeler ile görüşüp öncelikle yerin kesinleşmesi için bir kapora veriliyor. Sözleşme imzalanıyor ve ardından çeşitli seçenekler ile birlikte anlaşılan şekilde toplam tutarın ödemesi tamamlanıyor.
Ancak bazen durumlar hiç de beklenildiği gibi olmuyor. Çiftler anlaşmazlık sebebiyle ayrılıyor ve düğünlerini iptal etmek istiyor. Ayrılık konusunun yanı sıra çeşitli nedenlerle düğünü erteleme amacıyla iptal etmek isteyenler de var. Hal böyle olunca işletmeler ile düğün sahipleri karşı karşıya geliyor.
NİŞAN BOZULDU, DÜĞÜN İPTAL EDİLDİ
En başında verilen kaporanın iadesini talep eden düğün sahibi ve zarara uğradığı için geri ödemeyi kabul etmeyen işletme sahibinin anlaşmazlığı, emsal nitelikte bir kararla son buldu. Düğüne 30 gün kala nişan bozuldu, düğün de iptal edildi. Salon işletmecisi kapora adı altında ödenen parayı ödemeye yanaşmadı.
Kapora iadesi için açılan dava sonucunda Yargıtay milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir karara imza attı. Sözleşmedeki ‘Alınan kapora iade edilemez. Merasimden vazgeçildiği takdirde aynı tarihli gün ve saat satılmaz ise anlaşmadaki ücret tam alınır.’ şeklindeki ibarenin haksız şart olduğu hatırlatıldı.
PARA İADESİ YAPILACAK
Yani düğün için ödenen kapora, 30 gün öncesinden iptal edilse bile iade edilecek. Ancak burada cezai şart detayı dikkat çekiyor. Bazı durumlarda işletme sahibinin kaporayı iade etmeme hakkı bulunuyor. İşte o ayrım ve düğün sahiplerinin dikkat etmesi gereken önemli noktalar…
KAYIT ALTINA ALINMIYOR YA DA AMACI BELLİ DEĞİL
Avukat Cansen Erdoğan konuya ilişkin detaylı bilgiler verdi. Kaporanın ticari hayat içerisinde sıklıkla karşılaşılan bir yöntem olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Ödemelerin o gün değil, daha ileriki bir tarihte verilmesinin kararlaştırılması halinde, o ödemenin garantisi olarak önceden verilen para aslında kapora. Bunun adı aslında asıl ödeme yapılmadan önce yapılan ön ödeme diyebiliriz kapora için. Ancak bu ödeme kayıt altına çoğu zaman alınmıyor veya kayıt altına alınsalar dahi paranın tam olarak ne amaçla verildiği belli olmuyor.” dedi.
DİKKAT! BAĞLANMA PARASI MI, CAYMA PARASI MI?
Birtakım kavram karmaşalarının oluştuğunu belirten Cansen Erdoğan, kaporanın iki ayrı şekilde tanımlandığını, iade edilen ve edilemeyen şekilde olduğunu, bunların iyi ayırt edilmesi gerektiğini söyledi ve açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Kapora bağlanma parası yani pey akçesi veya cayma parası şeklinde iki ayrı şekilde tanımlanıyor. Eğer bu verilen kapora, bağlanma parası yani pey akçesi olarak verilmişse bu durumda sözleşmeden cayılsa dahi alınan meblağ iade edilecek. Ancak verilen kapora cayma parası ise o zaman alıcı sözleşmeden cayarsa alınan meblağ iade edilmeyecektir. O yüzden de hangi hallerde bu kapora bağlanma parası, hangi durumlarda cayma parası bunu iyi belirlemek gerekiyor.
‘KAPORA İADE EDİLMELİ’
“Genelde uygulamalarda kapora için bir sözleşme yapılırken eğer bu alıcı tarafından veya hizmet alacak kişi tarafından verilen para taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa; cayma parası değil bağlanma parası olarak yani pey akçesi olarak verilmiş sayılıyor.” diyen Avukat Erdoğan, “Bu durumda sözleşmeden cayılırsa alınan meblağın iade edilmesi asıl belirlenen kısım. Verilmiş olan kapora, sözleşmenin yapıldığını göstermek ve bir ön ödeme amacıyla veriliyor; dolayısıyla verilen para ileride ödenecek esas alacaktan düşülmek zorunda. Sözleşmeden de cayılırsa o halde kapora iade edilmeli.” şeklinde konuştu.
CEZAİ ŞART DETAYI: KAPORAYI İADE ETMEME HAKKINA SAHİP
Burada ayrıca ‘cezai şart’ detayı da dikkat çekiyor. Çünkü satıcının ya da işletme sahibinin kaporayı iade etmeme hakkı bulunuyor. Konuya ilişkin bilgi veren Erdoğan, “Burada satıcı başka bir sebeple tazminat veya sözleşmede cezai şart varsa ve alacaklı olursa o zaman kaporayı iade etmeyecektir. Sözleşmede bir cezai şart varsa, kapora dışında bu cezai şarta mahsuben aldığı kaporayı da iade etmemek hakkına sahip. Yine alıcının sözleşmeden dönmesi hukuka aykırıysa veya satıcı zarara uğramışsa da bu zarara mahsuben kapora iade edilmeyebilecektir.” dedi.
“MAKBUZ ALINMASI ÖNEMLİ”
Kapora verildiğine dair bir makbuz alma ya da içinde hüküm bulunması, sonra yaşanacak risklerin önüne geçiyor. Cansen Erdoğan, “Her ne kadar verilen para cayma parası olduğunu ispat etme yükümlülüğü kapora alan satıcıda veya kapora alan hizmet sağlayıcıda olsa da, kapora verildiğini ispat yükü de alıcıya ait. Bu sebeple bir makbuz alınması veya tarafların aralarındaki yaptıkları sözleşmede hüküm bulunmasında fayda var. Aksi takdirde kaporanın alındığının ispatında sıkıntılar olacaktır ve bunu iade alamama veya sözleşmedeki asıl alacaklar düşememe gibi bir takım risklerle karşı karşıya kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
“SATICI CAYARSA İKİ KATI PARA VERMEK DURUMUNDA”
Avukat Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Kaporanın cayma parası mahiyetinde verildiği durumlarla da sıklıkla karşılaşılıyoruz. Böyle durumda da alıcı sözleşmeden cayarsa verdiği kaporayı iade alamayacak; satıcı cayarsa da parayı iki kat olarak vermek durumunda olacaktır. Bu durumun ispat edilmesi yine önem arz ediyor. Çünkü eğer cayma parası olarak belirtilmemişse bu pey akçesi yani bağlanma parası olarak sayılacaktır. Kaporanın cayma parası mı bağlanma parası mı olarak verildiği hukuki yaptırımlar açısından önem arz ediyor.
PARA İADE EDİLMEZSE NEREYE BAŞVURU YAPILMALI?
Yargıtay kararına ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan, “Normal şartlarda kapora iade edilmezken artık düğünlerde bu geçerli değil. Yargıtay 3. hukuk dairesi organizasyon sözleşmelerinde yer alan, ‘Alınan kapora iade edilemez’ ifadesinin geçersiz olduğuna karar verdi. Bu konuyla ilgili düğüne 30 gün kala iptal edilse bile alınan paranın iade edilmesine karar verdi. Yani vazgeçilirse Tüketici Mahkemeleri‘ne başvurmak suretiyle karşı taraf bu konuda paranın kendisine verilmesini isteyecektir. Miktara göre hakem heyeti veya mahkemeler yetkilidir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.